Yoğun ve etkili yağış sonrası yerel yöneticilerin suçu ve sorumluluğu “500 yılda bir gelen afet”’e atmalarından sonra, halka gerçekleri anlatmanın sorumluluğu oluştu’ diyen iklim bilimci Hasan Akyar, 350 Ankara’da, oldukça çarpıcı bilgiler verdi
İŞTE O YAZIDAN ÇARPICI BÖLÜMLER;
Otoyolu sel götürür; “500 yılda bir gelen afet”, Alt geçitleri, battı-çıktıları su basar; “500 yılda bir gelen afet”, Baraj-Gölet çöker; “500 yılda bir gelen afet”, Dere üzerindeki köprüyü su alır götürür; “500 yılda bir gelen afet”, Ormanları ranta açarsın, ağaçları yok edersin, heyelan olur; “500 yılda bir gelen afet”…
6 Mayıs Pazar günü ise yaklaşık 15 dakika boyunca etkili olan yağmur ve dolu nedeniyle bu kez Mamak ve Keçiören ilçesinde zemin kattaki ev ve işyerlerini su bastı, birçok ana cadde ve kavşaklarda göletler oluştu.
Sel sonrası Mamak Belediye Başkanı, “Sevindirici haber can kaybımız yok, sadece 6 vatandaş hastaneye kaldırıldı. Devletimizin bütün imkânlarıyla yaraları saracağız inşallah” …dedi
Mamak ilçesindeki sel bölgesinde incelemeler yapan Ankara Belediye Başkanı sıcağı sıcağına, “Bugüne kadar yaşanmamış bir afet meydana geldi. Bu 500 yılda bir vukuu bulacak bir afet. Meteorolojinin tahmininin ötesinde bir yağış. Bunun önlemi olmaz. Öyle bir afette ne yapabilirsiniz. Nadir yaşanan bir afet oldu. Tek tesellimiz can kaybı olmaması” dedi…
BAŞKENTİ YÖNETENLER, ANKARA’NIN YAKIN TARİHİNİ BİLMİYOR
Sayın başkan yanlış bilgilendirilmiş. Oysa aynı bölgede bundan yaklaşık 60 yıl önce, 11-12 Eylül 1957’de, Hatip Çayı taşkınında 192 vatandaşımız boğulmuştu. 18-20 Haziran 1961’de 50,5 mm’lik yağışın ardından 18, 12 Haziran 1988 günü 71,3 mm’lik yağış sonrası 14 can kaybı kayıtlara geçmiştir
MAMAK'TA SEL FELAKAETİ, 2015'TE DE YAŞANMIŞTI
Mamak’ta meydana gelen sel felaketinin bir benzeri 11 Haziran 2015’te yaşanmıştı. Aniden bastıran sağanak yağış onlarca aracı önüne katarak cadde boyunca sürüklemiş, çok sayıda ev ve iş yeri sular altında kalmıştı. Üç yılı henüz dolmamış olan felaketin ardından ASKİ yetkilileri bölgedeki inşaatlardan gelen kum ve çakılların kanalları tıkaması nedeniyle felaketin gerçekleştiğini açıklamıştı. Yani, 500 yılı beklemeden kısa aralıklarla tekerrür eden bir hadise. Neredeyse çeyrek asırdır yönettiğiniz bu kentte altyapıya verdiğiniz önemin bir göstergesi.
Birkaç yıl önce yeniden düzenlenen ve yeniden inşa edilen (belki de drenajı hesaba katılmayan) Keçiören ilçesindeki Fatih Köprülü kavşağını hemen hemen her etkili yağışta su basar, göletler oluşur, trafik durur. Henüz açılışı üzerinden bir yılı geçmeyen Gümüşdere (Çubuk Çayının akış aşağısındaki bir kolu olup Keçiören yöresi drenaj alanı/havzasıdır) ıslahının yakınındaki bu tür su baskınlarına çare olamaması acaba planlama ve proje hatası mıdır?
Ranta dayalı, vurguna, yolsuzluğa göz yuman, işlerin başına eşi-dostu getiren, liyakatsizlere işleri teslim eden, bilimden, teknikten yoksun bir zihniyetin sonucu bu sözde ‘afetler’!
Kayaş – Mamak arası Hatip Çayı vadisi yer yer 500 metreye varan bir genişliktedir. Geçmişte Hasanoğlan ve Lalahan taraflarına düşen sağanak yağışın akışa geçen büyük bir bölümü bu on kilometre uzunluğunu aşan vadi tabanına yayılır, bir bakıma geçici depolama işlevi görür, akışın hızı azalır, pik akımlar ötelenirdi. Son çeyrek yüzyılda işte bu vadiye, işte bu Kayaş ve Mamak mesiresi alanı ranta açıldı. Son derece hassas, binlerce yılın burada biriktirdiği alüvyon zemin üzerinde gökdelenler misali TOKİ konutları yapıldı, çatılarla örtüldü, yeni asfalt yollar oluşturuldu. Oysa bu alan, Hatip Çayının taşkın alanı, yani mülküdür.
Artık değil 500 yılda bir, 5 yılda bir gelen yağış sele dönüşmekte, su baskınlarına neden olmaktadır. Yıllardır kentsel drenajı önemsemeyen, günübirlik önlemlerle yetinen, asgari bakım ve onarım hizmetlerini bile yerine getirmeyen, kentin temel altyapı ihtiyacını göz ardı eden, Belediye kaynaklarını göstermelik işlere harcayarak tüketen yerel yönetimlerin seçilmiş ya da atanmış yöneticileri, yetkilileri ve görevlileridir sorumlu tutulması gerekenler…
SEL BASKINLARININ TEK NEDENİ, PLANSIZ YAPILAŞMA
Her yer beton, her yer asfalt… Ankara Derelerinin yataklarını, şevlerini bile geçirimsiz malzemelerle kapladılar! Suyun toprakla temasını engellediler çeyrek yüzyıl boyunca… Düşen yağışın artık neredeyse tümü akışa geçmekte. Son yıllarda yaşanan su baskınlarının ana nedeni bu.
Sel, taşkın afet değildir; belirli-belirsiz aralıklarla yinelenen doğa olayları, doğal olaylardır. Afete dönüşmesinde, su baskınlarında insan eli-müdahalesi vardır.
Kentsel drenajı ihmal eden, kenti bilimden, teknikten, planlamadan yoksun yönetenlerdir gerçek sorumlular
İŞTE O YAZIDAN ÇARPICI BÖLÜMLER;
Otoyolu sel götürür; “500 yılda bir gelen afet”, Alt geçitleri, battı-çıktıları su basar; “500 yılda bir gelen afet”, Baraj-Gölet çöker; “500 yılda bir gelen afet”, Dere üzerindeki köprüyü su alır götürür; “500 yılda bir gelen afet”, Ormanları ranta açarsın, ağaçları yok edersin, heyelan olur; “500 yılda bir gelen afet”…
6 Mayıs Pazar günü ise yaklaşık 15 dakika boyunca etkili olan yağmur ve dolu nedeniyle bu kez Mamak ve Keçiören ilçesinde zemin kattaki ev ve işyerlerini su bastı, birçok ana cadde ve kavşaklarda göletler oluştu.
Sel sonrası Mamak Belediye Başkanı, “Sevindirici haber can kaybımız yok, sadece 6 vatandaş hastaneye kaldırıldı. Devletimizin bütün imkânlarıyla yaraları saracağız inşallah” …dedi
Mamak ilçesindeki sel bölgesinde incelemeler yapan Ankara Belediye Başkanı sıcağı sıcağına, “Bugüne kadar yaşanmamış bir afet meydana geldi. Bu 500 yılda bir vukuu bulacak bir afet. Meteorolojinin tahmininin ötesinde bir yağış. Bunun önlemi olmaz. Öyle bir afette ne yapabilirsiniz. Nadir yaşanan bir afet oldu. Tek tesellimiz can kaybı olmaması” dedi…
BAŞKENTİ YÖNETENLER, ANKARA’NIN YAKIN TARİHİNİ BİLMİYOR
Sayın başkan yanlış bilgilendirilmiş. Oysa aynı bölgede bundan yaklaşık 60 yıl önce, 11-12 Eylül 1957’de, Hatip Çayı taşkınında 192 vatandaşımız boğulmuştu. 18-20 Haziran 1961’de 50,5 mm’lik yağışın ardından 18, 12 Haziran 1988 günü 71,3 mm’lik yağış sonrası 14 can kaybı kayıtlara geçmiştir
MAMAK'TA SEL FELAKAETİ, 2015'TE DE YAŞANMIŞTI
Mamak’ta meydana gelen sel felaketinin bir benzeri 11 Haziran 2015’te yaşanmıştı. Aniden bastıran sağanak yağış onlarca aracı önüne katarak cadde boyunca sürüklemiş, çok sayıda ev ve iş yeri sular altında kalmıştı. Üç yılı henüz dolmamış olan felaketin ardından ASKİ yetkilileri bölgedeki inşaatlardan gelen kum ve çakılların kanalları tıkaması nedeniyle felaketin gerçekleştiğini açıklamıştı. Yani, 500 yılı beklemeden kısa aralıklarla tekerrür eden bir hadise. Neredeyse çeyrek asırdır yönettiğiniz bu kentte altyapıya verdiğiniz önemin bir göstergesi.
Birkaç yıl önce yeniden düzenlenen ve yeniden inşa edilen (belki de drenajı hesaba katılmayan) Keçiören ilçesindeki Fatih Köprülü kavşağını hemen hemen her etkili yağışta su basar, göletler oluşur, trafik durur. Henüz açılışı üzerinden bir yılı geçmeyen Gümüşdere (Çubuk Çayının akış aşağısındaki bir kolu olup Keçiören yöresi drenaj alanı/havzasıdır) ıslahının yakınındaki bu tür su baskınlarına çare olamaması acaba planlama ve proje hatası mıdır?
Ranta dayalı, vurguna, yolsuzluğa göz yuman, işlerin başına eşi-dostu getiren, liyakatsizlere işleri teslim eden, bilimden, teknikten yoksun bir zihniyetin sonucu bu sözde ‘afetler’!
Kayaş – Mamak arası Hatip Çayı vadisi yer yer 500 metreye varan bir genişliktedir. Geçmişte Hasanoğlan ve Lalahan taraflarına düşen sağanak yağışın akışa geçen büyük bir bölümü bu on kilometre uzunluğunu aşan vadi tabanına yayılır, bir bakıma geçici depolama işlevi görür, akışın hızı azalır, pik akımlar ötelenirdi. Son çeyrek yüzyılda işte bu vadiye, işte bu Kayaş ve Mamak mesiresi alanı ranta açıldı. Son derece hassas, binlerce yılın burada biriktirdiği alüvyon zemin üzerinde gökdelenler misali TOKİ konutları yapıldı, çatılarla örtüldü, yeni asfalt yollar oluşturuldu. Oysa bu alan, Hatip Çayının taşkın alanı, yani mülküdür.
Artık değil 500 yılda bir, 5 yılda bir gelen yağış sele dönüşmekte, su baskınlarına neden olmaktadır. Yıllardır kentsel drenajı önemsemeyen, günübirlik önlemlerle yetinen, asgari bakım ve onarım hizmetlerini bile yerine getirmeyen, kentin temel altyapı ihtiyacını göz ardı eden, Belediye kaynaklarını göstermelik işlere harcayarak tüketen yerel yönetimlerin seçilmiş ya da atanmış yöneticileri, yetkilileri ve görevlileridir sorumlu tutulması gerekenler…
SEL BASKINLARININ TEK NEDENİ, PLANSIZ YAPILAŞMA
Her yer beton, her yer asfalt… Ankara Derelerinin yataklarını, şevlerini bile geçirimsiz malzemelerle kapladılar! Suyun toprakla temasını engellediler çeyrek yüzyıl boyunca… Düşen yağışın artık neredeyse tümü akışa geçmekte. Son yıllarda yaşanan su baskınlarının ana nedeni bu.
Sel, taşkın afet değildir; belirli-belirsiz aralıklarla yinelenen doğa olayları, doğal olaylardır. Afete dönüşmesinde, su baskınlarında insan eli-müdahalesi vardır.
Kentsel drenajı ihmal eden, kenti bilimden, teknikten, planlamadan yoksun yönetenlerdir gerçek sorumlular
Bu durumda suçlu afet. Diğer normal yağışlarda belediyeler