Ekinci, son elektrik ve doğalgaz zamlarının, pandemi döneminde Türkiye’nin lojistik ve tedarikte yakaladığı avantaja gölge düşürdüğünü söyledi.
Ekinci, ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 70-80’lerde olduğunu, Türkiye’de KOBİ’lerin, ithalata dayalı fason üretim yaptığını ve dolayısıyla keresteden demire, camdan elyafa kadar pek çok hammaddeyi ithal ettiğini söyledi. Döviz kurlarındaki oynaklığın ara malı temininde ithalata bağımlı sanayicinin işini zorlaştırdığını, dolayısıyla kurdaki istikrar ve öngörülebilirliğin mutlaka sağlanması gerektiğini ifade eden Ekinci, KOBİ’lerin sattığı malı yerine koyamadığını, ayrıca dövizdeki hareketlilik nedeniyle de önünü göremediğini anlattı. Türkiye’nin pandemi döneminde tedarik üssü haline geldiğini ayrıca lojistik sektöründe de önemli bir avantaj elde ettiğini dile getiren Ekinci, bu fırsatın, doğalgaz ve elektriğe yapılan zamlarla heba edilmemesi gerektiğini vurguladı. Ekinci, “Emtia fiyatları dünyada da Türkiye’de de artıyor. Hakeza enerji fiyatları da yükselişe geçti. Aslında şu anda Türkiye’deki hammadde fiyatları dünyadaki seviyenin çok altında bulunuyor. Türkiye, bazı ürünlerde ÖTV’yi bile almayarak fiyatları aşağıda tutma çabasını da gösteriyor. Ancak Türk lirası değer kaybettiğinden dolayı bizim alım gücümüz azaldı” dedi.
KOBİ’lerin maliyet unsurları arasında birinci sırada işçiliğin, ikinci sırada ise enerjinin geldiğini ifade eden Ekinci, doğalgaza ve elektriğe yapılan son zamların işletmeleri zorladığına dikkat çekti. Ekinci, şöyle devam etti:
“Yerli sanayicinin girdi maliyetlerinin büyük bölümünü enerji oluşturuyor. Enerji fiyatlarına bu kadar zam yapılması sürdürülebilir değil. Bu zamlar, zaman içerisinde nihai ürüne de yansıyacaktır. Bu da en büyük rakipleri Uzakdoğu ülkeleri olan KOBİ’lerin rekabet direncini kıracaktır. Pandemiden çıkışla birlikte imalat sanayi büyürken, enerjiye gelen bu zamlar, büyümeyi ve uluslararası pazarlardaki gücünü zayıflatıcı bir etki yaratacaktır.”
Ekinci, ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 70-80’lerde olduğunu, Türkiye’de KOBİ’lerin, ithalata dayalı fason üretim yaptığını ve dolayısıyla keresteden demire, camdan elyafa kadar pek çok hammaddeyi ithal ettiğini söyledi. Döviz kurlarındaki oynaklığın ara malı temininde ithalata bağımlı sanayicinin işini zorlaştırdığını, dolayısıyla kurdaki istikrar ve öngörülebilirliğin mutlaka sağlanması gerektiğini ifade eden Ekinci, KOBİ’lerin sattığı malı yerine koyamadığını, ayrıca dövizdeki hareketlilik nedeniyle de önünü göremediğini anlattı. Türkiye’nin pandemi döneminde tedarik üssü haline geldiğini ayrıca lojistik sektöründe de önemli bir avantaj elde ettiğini dile getiren Ekinci, bu fırsatın, doğalgaz ve elektriğe yapılan zamlarla heba edilmemesi gerektiğini vurguladı. Ekinci, “Emtia fiyatları dünyada da Türkiye’de de artıyor. Hakeza enerji fiyatları da yükselişe geçti. Aslında şu anda Türkiye’deki hammadde fiyatları dünyadaki seviyenin çok altında bulunuyor. Türkiye, bazı ürünlerde ÖTV’yi bile almayarak fiyatları aşağıda tutma çabasını da gösteriyor. Ancak Türk lirası değer kaybettiğinden dolayı bizim alım gücümüz azaldı” dedi.
KOBİ’lerin maliyet unsurları arasında birinci sırada işçiliğin, ikinci sırada ise enerjinin geldiğini ifade eden Ekinci, doğalgaza ve elektriğe yapılan son zamların işletmeleri zorladığına dikkat çekti. Ekinci, şöyle devam etti:
“Yerli sanayicinin girdi maliyetlerinin büyük bölümünü enerji oluşturuyor. Enerji fiyatlarına bu kadar zam yapılması sürdürülebilir değil. Bu zamlar, zaman içerisinde nihai ürüne de yansıyacaktır. Bu da en büyük rakipleri Uzakdoğu ülkeleri olan KOBİ’lerin rekabet direncini kıracaktır. Pandemiden çıkışla birlikte imalat sanayi büyürken, enerjiye gelen bu zamlar, büyümeyi ve uluslararası pazarlardaki gücünü zayıflatıcı bir etki yaratacaktır.”